Home » Posts tagged 'YAZILARIM'

Tag Archives: YAZILARIM

ASLINDA KADIN NE İSTER?

Hangi yaş grubunda olursa olsun, yakın çevrenizdeki erkeklerden duymuşsunuzdur; “Kadınlar çok karmaşık”, “Kadınları anlamak mümkün değil” “Karım benden ne istiyor çözemedim” “Bana niye kızgın anlamadım” türünden cümleleri. Kadınların erkeklerin kafasını karıştırdığını doğrulayan tezler ise Psikanalizin iki önemli isminden biri olan Freud’un kadına “Karanlik Kıta” ikinci isim Lacan’ın ise “Kadın bilinemez, belirlenemez” demesidir. Belli ki konunun üstadları da çok kafa yormuş kadını anlamaya. Kaldı ki Atatürk gibi bir şahsiyetin “Nice savaşlar yönettim ama bir kadını yönetemedim.” demesi de oldukça çarpıcı değil mi? “Karanlık Kıta” da yolumuzu bulmak çok zor anlaşılan… Bununla birlikte yukarıda ismini verdiğim iki ustadan da esinlenerek aşagıda yazdıklarım size de tanıdık gelebilir diye düşünüyorum.

Kadın, bir erkeğin en özel kadını olmak ister. Bunun en iyi açıklaması çok eşli ilişki yaşayan erkekleri daha cazip bulmalarında görülür. Cazip bulmalarının nedeni böyle erkekleri beğendikleri için değildir. Kadınlar şuna inanır; “Ben onu değiştirebilirim, ben onun için özelim, diğer kadınlardan farklıyım”. Çapkın erkeklerin peşinden koşmaları ve bu tür bir ilişki içinde sıkıntı yaşadıkları halde daha fazla zaman geçirmeleri bundandır. Ünlü ingiliz kadın yazar Jane austen’in “Aşk ve Gurur” kitabından uyarlanan filmin bir sahnesindeki verilen bir davette kendisine yaklaşan soylu ve zengin erkeğe başını kaldırıp şunu söylemesi ilginçtir; “Niye beni seçtiğini biliyorum, çünkü ben salondaki diğer kadınlardan farklıyım”.

Kadın, erkeğin anladığının aksine, arzusunun tamamen tatmin edilmesini istemez. Tanıştığı ilk zamanlarda cinsellikle ilgili şeyler konuşabilir. Eğer erkek bunu seks istiyor diye algılarsa sonuç fiyasko olur. Hemen yaşanan bir cinsellik kadının korumaya çalıştığı “arzu”ya terstir. Böyle davranan erkeklerle yaşanan yakınlaşmanın hızlıca bitmesi de bundandır.

Kadın, ilişki istediği için “kesintiz” bir süreci yaşamaya endekslenir ve erkeğin beyniyle yapacağı dansa odaklanır. Oyun arkadaşıdır aradığı ve arzusunu her daim korumak için dolanmak ister ilişkinin labirentlerinde. Cinselliği hemen önüne koyup tatmin edilmek istendiğinde ise oyun biter. Kadınların evlendikten sonra eşlerinin yoğun seks yapma talebine karşı isteksiz olmaları ve fıkralara konu olan “Başım ağrıyor” bahanesi bu durumu anlatmıyor mu? Çünkü ünlü psikanalist Rollo May’ in de söylediği gibi “Ne kadar çok seks, o kadar az zevk” dir.

Bana gelen kadın danışanlarımın, tanıştıkları erkeklerin kendilerine artık ikinci bile değil, ilk gün cinsel odaklı yakınlaşmalarına verdikleri tepki, hayal kırıklığı ve kaçış öykülerinin sayısının da oldukça fazla olduğunu söyleyebilirim.

Erkekler ,seksi kadın bedeninin herhangi bir bölümüne odaklanıp (fetişize edip) yaşayabilirken, kadın erkeğin arzusuna odaklanır yani erkeğin kendisine duyduğu arzunun peşindedir. Aşka düştüğünde, romantik karmaşanın içinde kaybolması da bundandır.

“Eski tarihli olmasına rağmen yapılan bir araştırmada masturbasyonun kadındaki yeri erkekteki yerinden farklıdır. Erkek bir kadınla kurulan bir tür cinsel ilişki imgesiyle birleşir. Bu bir cinsel haz imgesidir. Fakat bir kadının imgesi şöyledir: Kocasından kendisiyle yatmasını ister. Adam reddedip başka bir kadın için onu terkeder. Kadının yeri kaybolmaktır; cinsel sahneden çıkmak. Kadın burada kendi çekilişine erotik bir değer katıyor “( Darian Leader).

Ahmet Altan bir kitabında “Kadınlar sorularıyla, erkekler cevaplarıyla sıkıcıdır.” der. Kadının hep sorduğu “”Beni seviyor musun?” sorusuna erkeğin verdiği “seviyorum” cevabı hiçbir zaman yeterli gelmeyecektir. Çünkü kadın “Peki neyimi seviyorsun” sorusuna da verilen cevaptan sonra soruları “başka”, “daha başka” şeklinde devam edecektir. Aslında hiçbir zaman cevabı tam olarak istememektedir.

Sokakta yürüyen iki sevgiliye rastlayan kadının ilgisi erkekten çok yanındaki kadınadır. Acaba bu adam yanındaki kadında ne bulmuştur? Bu kadında benden farklı-fazla olan şey nedir? Böylece erkeğin diğer kadına arzusunun neler olduğuna ulaşmaya çalışır. Erkeğin ilgisi ise diğer erkeğin yanındaki kadının güzel mi?, seksi mi? olduğuna ilişkindir.

Kadın başka çiflerin bulunduğu ortamlarda erkeğin kendisiyle daha fazla ilgilenmesini ister. Başkalarının buna tanıklık etmesinden ve diğer kadınlara kocasının kendisini ne kadar çok ve nasıl sevdiğini göstermekten hoşlanır.

Kadın pornografi seyretmez, hatta “iğrenç” bulur. Tamamen erkek fantezilerinin ürünü olan kurgular kadın için uyarıcı değildir. Pornografide herşey ortadır ve kadının kendi kurguladığı hikayelerin içine otutacağı birşey değildir. Zaten erkeğin de uyarılma eşiğini yükselten giderek daha sapkın porno filmleri izlemesi de ayrıca düşündürücüdür. Çünkü porno bir süre izlendikten sonra insanın içini bayıltan boğucu bir duygu yaratir. Yurtdışındaki “canlı seks” gösterilerinin yapaylığı ve sıkıcığı karşısında seyircilerin komiklik yapmaya başladıkları, kasvetli ortamı dağıtacak gülünç sesler çıkarttıkları ve oyuncuların da buna katıldığı sahneler ironiktir.

Kadın erkekle konuşmak ister. Bu yüzden erkek “Niye artık seks yapmıyoruz?” diye sorarken kadın “Niye artık konuşamıyoruz?” diye sorar.

Kadın hangi eğitim düzeyinde olursa olsun erkekten, fazla parası olmasından çok sorumluluk sahibi ve yaptığı işde başarılı biri olmasını ister. Erkeğe yüklediği en belirgin özellik budur. Haz düşkünü ve yaptığı işi ciddiye almayan erkekten asla hoşlanmaz.

Kadın kadınsı özelliklerinin daima aynalanmasını ister. Cinsel çekiciliği ve dişi tarafı erkeğin her zaman görme alanı içinde olmalıdır.

En Önemlisi, “Yok sayılmak” ve “Görmezden gelinmek” kadın için “Zurnanın zırt dediği yer.” dir. Hiçbir kadın bu duruma tahammül edemez, yok sayıldığında cansızlaşır ve kurur. Ne yazık ki bu durum kadın için ilişkinin bittiği noktadır. Görülmediğinde, onaylanmadığında ve yaptığı iyi şeyler farkedilmediğinde kadının gidişini, kendi terapi çalışmalarımdan da biliyorum ki döndürmenin yolu yoktur. Bu yüzden bir erkek bir kadını asla “Yok saymamalı” dır.

Elbette genel hatlarıyla verdiğim kadına dair bu bilgiler daha da açilarak çok şey söylenebilir. Ama yerimizin darlığı simdilik buna izin vermiyor.

Kadını ve erkeği daha çok anlamamız için, daha çok özen göstermemiz dileklerimle…